Tell me, when does a house become a home? When the bricks are laid and the paint is applied? Or when the tea is brewed and the curtains are drawn?
Yeditepe Istanbul
Tell me, when does a house become a home? When the bricks are laid and the paint is applied? Or when the tea is brewed and the curtains are drawn?
Yeditepe Istanbul
‘Marie, let’s suppose that two firemen go into a forest to put out a small fire. Afterwards, when they emerge and go over to a stream, the face of one is all smeared with black, while the other man’s face is completely clean. My question is this: which of the two will wash his face?
brida:-evet
hoca:-dogruyu soyledin. hocan olmayi kabul ediyorum.bir rumeli türküsü. atatürk'ün sevdiği türkülerden biriymiş.
j.d.salinger i gercekten seviyorum.
cavdar tarlasinda cocuklar kult zaten ama bu kitap da iyiydi. bayagi bayagi iyi.ben filmkoligim. cok film izledim simdiye kadar. bu danimarka-almanya filmi benim en sevdigim, birinci filmim.
rivayet odur ki kotu kalpli bir baba varmis. kizinin gozlerini oymus, icini bosaltmis ve denize atmis kizi.
gel zaman git zaman kiz tum deniz hayvanlariyla denizde yasamaya baslamis.rivayet odur ki iki ikiz kiz kardes yasamaktadir. biri sirin mi sirin, digeri guzel mi guzeldir.
bu ikizlerle evlenmek isteyen prense baba ikizlerin adini dogru tahmin etmesini ister. prens bilemez, evine doner.valerie dunya iyisi bir genc kizmis. dunya melegi de bir annesi varmis. annesi hastalanmis ve olmeden omce valeria ya bir bez bebek hediye etmis-bu bebegi yanindan ayirma. sana yol gosterecek.
bir gece dort hamami melekler ziyaret etmis:
1-ilk hamam gorduklerini kaldiramamis, salyalar akitmaya baslamis ve orada can vermis.
2. ıkinci haham icine kapanik biriymis. gorduklerinin bir ruya olduguna inanmis ve sakin sakin hayatina devam etmis.
3.ucuncu haham hirsli biriymis. gorduklerini takinti yapmis, gunlerce cozmeye calismis ve dogru yoldan cikmis.
4.dorduncu haham romantik biriymis. gorduklerinin bir mucize olduguna inanmis ve o ilhamla siirler yazmis. cok daha mutlu bir hayati olmus.
hayatın sırrı:
sevgili mathilda,
ıyi insanlar yoktur. sadece bilincle bu yolu yurumek isteyen insanlar vardir. ıyilik ve kotuluk ciddi meselelerdir. ıyilik son derece zor bir yuruyustur ve cok onemli ve acildir. ıyilik ruhun sonsuz gucunu sembolize eder.ben yokken bi goz at istersen dedim. hani seninle konustugumuz seyler, askin tehlikeleri filan anna karenina, aski yuzunden intihar; bovary, aski yuzunden intihar; werther, ayni sekilde; othelli, aski yuzunden cinayet, bu leyla ile mecnun. oteki kitaplarin da sayfalarini cevir delirmeler, intiharlar, cinayetler goreceksin. dunyadaki en tehlikeli duygu asktir. ınsani felakete surukler.
zulfu livaneli-kardesimin hikayesiSize hep goz onunde olan ama hicbirinizin goremedigi seyi soylemeye geldigim:
grı:
sevdigimiz saydigimiz bir renk.
bundan 15-20 sene once dunyayi soyle okuyordum:
-ben cok iyi, cok melek kaldim. erkes cok kotu. cok yalniz kaldim. korkuyorum. uhu
bu beni cok kotu bir ruh haline burunduruyordu.
son 10 senedir dunyayi soyle okuyorum:
-insanlar bazen iyi, bazen kotu seyler yapiyorlar. ınsanlarin cogu gri. puru pak melek insanlar da, asiri kotu caniler de istisna.
bu yaklasim dunyayi cok daha sevmeme ve insanlarla daha saglikli iletisim kurmama sebep oldu;) tavsiye ederim.
Bugun evde kitap keyfisi yerdeniz ursula nin ilk kitaplarindan. Eartsea serisinin ilk kitabi. 1968 yilinda yazilan bu kitabin konusu cocukluk ve ilk kahramanliklar. Icindeki cocugun ayri eve cikmasina izin vermeyenlere ve bir kahramanlik yapip adamdan sayilmaya heves edenlere;)
rivayet odur ki paris e dunyanin en guzel kadinini secme gorevi verilir. afrodit, hera ve athena arasindki bu yarista herkes vaatlerini soylemeye baslar:
-athena paris e butun savas taktiklerini bilen buyuk bir kahraman olmayi vaad eder.bir doktor adam vardır. adam sistemi cok agır elestiren yazılar yazmakta ve bu sebeple sık sık bası belaya girmektedir. cok renkli bir ozel hayatı vardır. sevismeyi ve farklı farklı kadınları sever.
ressam bir kadın arkadası vardır. cok uzun yıllardır gorusur, biraz konusur, biraz sohbet eder, biraz sevisirler. cok ozel bir bagları vardır. ikisi de ozgurlukcu takılmakta, birbirlerine alan bırakmaktadırlar.
derken bir gun bir cafede kahve icen bizim doktor genc, toy ve guzel bir garson kızın dostoyevski okudugunu gorur barın arkasında. kızla sohbet etmeye baslar ve kıza vurulur. bu iliskilerinin baslangıcıdır.
kız entelektuel derinligi olan, toy yasına gore cok olgun ve akıllı bir kızdır.
sevismeye baslarlar.
-hayatı hafife almaya gucumuz yetmiyordu.
neden ressam kadınla degil de bizim toy garsonla kactı adamımız?
neden garson kızı secti?
aslında ressam kadın bizim toy garson ve fotografcı kıza pek cok acıdan o kadar benzer ki.. adeta garson ve fotografcı kız, ressam kadının erken gencligi gibidir.
hayatta her zaman cok net cevaplarımız yok..
ama bu uc insanın da cok farklı hukuklar kurup yasadıgı tartısmasız.
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı.
__________________________________
thomas-ı gotta go back home maybe ı will come back sometimes. -eve donmeliyim, belki bi ara tekrar gelirim
- theressa-why would u come here? its so boring. -neden buraya gelesin ki? burası cok sıkıcı.
-hımm.
-nobody reads here. nobody discuss anything. do u understand? -burda kimse okumuyor. burda kimse tartısmıyor. anlıyor musun?-
-yes. ı do. -evet, anlıyorum-
** -sabrina: sevismek senin icin sadece zevk mi? yoksa her kadının ayrı ozellikleriyle dunyasını kesfetmek mi?
**
-paris te ogrenciyken protestolara katılırdım. yerkure dunyanın daha iyi gitmesi icin bir yuruyus gibi gelirdi bana.
-sabrina: ben de. her yıl protestolara katılırdım.
**
-restoranı terk ettigimize kızdın mı?
-sabrina: bilakis. terk etmeyi severim.
**
-sabrina: kisilere, esyalara, canlılara, olaylara baglanmayı sevmem.
**
-sabrina: bir adamla tanıstım. akıllı, yakısıklı, iyi bir adam.
-thomas: senin adına sevindim.
-o senin gibi sapkamı sevmiyor.
-sapkan beni aglatacak.
**
-sabrina: iyi bir adamdı. belki kacmayı bırakmalıydım. ama gitmek istedim. sadece gitmek.
**
-theressa: bana defalarca anlattın. ask ayrı sey, seks ayrı sey. seks eglence. ama baska kadınlarla sevişmene katlanamıyorum. cok denedim. ama olmuyor.
**
-theressa: thomas, sana yardım etmem gerektigini biliyorum. ama edemiyorum. hayat senin icin cok hafif, benim icinse cok agır. bu hafiflige katlanamıyorum. prag da sana ask icin muhtactım. isvicre de her seyimle sana muhtacım. beni terk edersen ne yaparım? gidiyorum. gucsuzler ulkesine geri donuyorum. kopegin karenin ı yanıma aldım. ozur dilerim.
**
-thomas: o belgeyi imzalarsam herkes mutlu olacak sanki.
-theressa: herkes mutlu olacak ama ben haric.
**
-theressa: gitmek istiyorum. gitmek.
-thomas: prag daydık. gitmek istedin. isvicre deydik. gitmek istedin. simdi yine gitmemizi istiyorsun. seni anlamıyorum.
**
-theressa: thomas, ne dusunuyorsun?
-thomas: ne kadar mutlu oldugumu dusunuyorum.
____________________________________
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı. ---
aslı erdogan ın 28 yasında yazdıgı ilk romanı.
-gel yabani, gor halimi. alem bana, ben sana deli.
kahramanımız olan esas kadın karayiplerin st croix adasında gitmistir. esasen fizikcidir.
derken gozune deniz kabuklu kolyesiyle bir yabani yerli takılır. onunla konusmaya calısır:
-tony: ben tony. bana burda kabuk adam derler. deniz kabuklarından kolyeler satarım. ilk defa bir beyaz kadın benimle konusuyor. al bu kabukları, benim sana hediyem olsun. sen benle konustun.
-esas kadın: bunları alamam.
-tony: benden kabukları satın alabiliyorsun. ama benden hediye kabul edecek kadar bana guvenmiyorsun oyle mi? hadi al. benle konusan ilk beyaz kadınsın, bunun serefine hediye etmek istedim.
**
gercekten bazen yalnızlıgımızla o kadar kabuklar ormus oluyoruz ki saf niyetlerle bize geleni bile tehlike olarak goruyoruz.
bize icini acan ilk kendini bilmezi, katledip, tum omru bu vicdan azabıyla geciriyoruz.
**
esas kadın hayatı calısmak olmus bir kadındır. ama bir taraftan cok yalnız ve cok mutsuzdur. tony ile konusmak ona yeni bir dunyanın kapısını aralar:
-tony bir kahin gibiydi. sorular soruyor, cevapları kendimin bulmasını saglıyordu.
**
tony ve esas kadın arasında cinsel bir gerilim vardır. ama dokunmazlar birbirlerine:
-arzu bastırılabilir ama unutulmaz.
**
tony ile konusmak ve vakit gecirmek esas kadınımızın icsel yolculuguna donusur.
ondan korkar, onu sever, ondan kacar ve en son onun pesine duser.
**
-belki hindistancevizlerinin altında bir adam cigarasını tutturuyor, ve bir beyaz kadınla gecirdigi birkac gunluk masalı hatırlıyordur.
**
deniz kabukları. sehre getirilebilecek en guzel hatıra.
sehirde her nefes almak istediginde o kabuklara bak, olur mu? sana denizi ve gunesi getirirler.
calıkusu agaclardan inmeyen haseri bir kız cocugudur.
uzak akrabası kamuran a satasıp durmaktadır.
derken gel zaman git zaman fusun daimi yatılı olarak bir fransız lisesi ne gider.
sık sık kamuran onu ziyarete gelmektedir.
ve bir gun kamuran calıkusu na evlenme teklif eder.
calıkusu kabul eder.
ama bir kadın gelir, kamuran ın ask yasadıgı bir avrupada yasayan kadından mektup getirir.
aldatılmanın uzuntusuyle calıkusu cok uzulur ve kamuran ı terk eder.
liseyi bitirir. ogretmen olarak atanır ve gezmeye baslar. burada idealist calıkusunun gerici memlekette yasadıgı zorlukları, yerine gore gerici zihniyetle, yerine gore cok zor sartlarla sınanmasını goruruz.
bir gun zengin bir yaslı adamla evlenir ama aslında halen kamuran ı ozlemektedir.
adam kanserden vefat eder.
ve bir gun sehre dondugunde kamuran onu bulur. askını itiraf eder. asıklar sonunda kavusur, gokten uc elma duser.
kemal iyi bir aileden gelen bir patrondur. fransa da egitim gormus, yine iyi bir aileden gelen sibel ile nisanlıdır. evliliginden cok umutludur, sibel le mutlu olacagını dusunmektedir. derken sibel e bir canta almak icin girdigi magzada cocukluktan tanıdıgı uzak akrabası fusun la karsılasır. fusun guzellik yarısmasına girecek kadar guzel bir kadın olmustur. fusun un guzelliginden buyulenen kemal allem eder kallem eder, gizli gizli fusunla merhamet aparatmanında bulusmaya baslar. bir taraftan sibel ile nisan hazırlıkları devam etmektedir. kemal ne yaptıgını pek dusunmemektedir, yoksul ama dunya guzeli fusan a asık olmustur. derken sibel e nisanlandıkları gun fusun ortadan kaybolur. fusun a bir turlu ulasamaz. kemal yataklara dusecek kadar hastalanır fusun un yoklugunda. sibel zamanla bu problemi cozeceklerine inanmaktadır. ama kemal fusun u unutamaz. sibel kemal den ayrılır. fusun un pesine duser kemal. bulur. ulasır. fusun evlenmistir. fusun un bosanıp onla evlenmesini istese de fusun pas vermez. derken fusun un kocasının bir film projesinde aktrisle yakınlasmasını fırsat bilen kemal fusun a acılır ve fusun kabul eder. ben kitabı burada bitirdim. benim icin kitap boyle bitti. sonunda asıklar kavusur, gokten uc elma duser.
-hayatımın en mutlu anıymıs, bilmiyordum.
kemal- fusun la ilk sevismesinden sonra
orhan pamuk un 2014 yılında cıkan romanı.
benim icin masumiyet muzesi nezhimde pamuk un birinci romanıysa kafamda bir tuhaflık ikinci romanıdır: