2 Aralık 2022 Cuma

Jane Austen


 1700 lu yılların sonunda, 1800 lu yılların basında yasamıs ingiliz guzeli.

jane austen in bir devrim olduguna inanlardanım.
kitaplarında kadınları mal gibi alınıp satıldıgı bir cagda, okumayı seven, asi, paraya temah etmeyen, gururlu, onurlu, zeki, nuktedan kadınlara hayat vermistir.
hayatın cilvesi olacak ki kendi asık oldugu adam para yuzunden soylu bir ailenin kızıyla, jane ı sevmesine ragmen, evlenmek durumunda kalmıs, jane askını kalbine gomup hayatını tek basına surdurmustur..

kendisinin bircok kitabını okudum, bircok uyarlama filmini izledim.
ama bana hangi jane austen filmi, kitabı, karakterisin diye sorsan apışıp kalırım.
pride and prejudice i -aşk ve gurur- cok seviyorum. ordaki gururlu, okumaya meraklı, asi kız cok keyif aldıgım bir karakter. ve ona o boyle oldugu icin asık olan asil adam. hepimiz mr darcy nin hayalini kurmuyor muyuz bu dunyada? :) ı love u the most ardently. u bewitched my heart and soul..
sonra emma kitabı, filmi. zengin, biraz sımarık bir kız emma. copcatanlıga meraklı. ama kendi evlilik delisi degil. baskalarına mektup tasırken kendi asık oldugu adamı kesfedisi. baskasına ayarlamaya kalktıgı adamın hayatının askı cıkısı. iste karsındaki adam cok saglam olunca emma nın bile ilgi alanına giriyorsun demek ki:)
ya da sense and sensibility. iki kız kardes. biri olgun, agırbaslı, akıllı. digeri ucarı, asi, deli dolu. beraber bir gelecek kurma calısmaları. tercihleri. evlilikleri. aşk.
ya da becoming jane. jane austen in kendi yasam hikayesi. ask hakkında bu kadar yazıp cizip kendi askını baska bir kadına kaptırısı toplumsal degerler nedeniyle.
ya da persuasion.
ya da manastırda aşk. evlatlık verilen kıza tek iyi davranan evdeki cocuk. ve aralarındaki buyuk ask.
ve su an aklıma gelmeyen onlarca eser.. birbirinden guzel. birbirinden anlamlı.

jane austen in cagının cok ilerisinde, cok saglam degerlerle yazmıs, ve aska cok kutsal anlamlar vermıs bir ingiliz edebiyatcı olduguna inanlardanım:)

26 Ekim 2022 Çarşamba

the favorite quote of all time


 size bugun bu dunyada, gecmisten gunumuze vegelecege, gelmis gecmis en favori sozumu paylasacagım:


-for beautiful eyes, look for the good in others; for beautiful lips, speak only words of kindness and for poise, walk with the knowledge that u are never alone.
--
-guzel gözlere sahip olmak istiyorsan insanlardaki iyi tarafları gör; guzel dudaklara sahip olmak istiyorsan hep guzel ve iyicil seyler konus ve zerafet istiyorsan asla yalnız olmadıgın dusuncesiyle hareket et!

audrey hepburn

6 Mart 2022 Pazar


 (canım istedi, bir "çiklet şiiri" yazdım bugün sabah, erken saatte!)


'temiz hissiyatlara ihtiyacımız var" diyor sırf iyilikten yana açılan aydınlık bir ağız, sevgili yunus! "duru" demek istiyor yani, eğilip bükülmemiş, sistemin pespayeliklerine, kalabalığın domuzca değerlerine katlanmak, uyum sağlamak için eksilip bulandırılmamış hissiyatlar mutluluk, acı, öfke, aşk, gitmek, dönmek, karşı çıkmak neyse ne, bulandırmadan yaşanmalı demek istiyor.
bir yer geliyor -çoğumuz için iş hayatının başlangıcı veya "kazanmaya" başlamak oluyor bu yer küçük küçük eyvallah etmeye başlıyor insan. "ne olacak canım?" diyorsun, "herkes yapıyor. hem ben onlar kadar kirlenmiyorum ki!" öfkeleneceğin yerde gülümseyerek geçiştirmeye çalışıyorsun durumları, "kafayı mı yediniz kardeşim?" diyeceğin yerde "demek dünya böyle. ne yapalım? yapayalnız kalacak değiliz herhalde" demeye başlıyorsun. sonrası zaten çorap söküğü gibi geliyor. kendine ettiğin minnacık ihanetlerle başlıyorsun işe. zamanla bakıyorsun ki, başlangıçta öfkelendiğin, nefret ettiğin, tiksindiğin ne varsa tam ortasında duruyorsun.
insan tuhaf bir mahlûk elbette; her seferinde daha büyük bir beceriyle buluyorsun kendini haklı çıkaracak bir néne. "para kazanmak zorundayım" diyorsun, "ben iyi bir insanım aslında" diyorsun, "elimden başka türlüsü gelmedi" bile diyebiliyorsun hatta. kafan daha iyi çalışıyorsa daha sofistike açıklamalar buluyorsun yaptığın ve yapmadığın şeylere, kendine ettiğin küçük ihanetlere. işte o zaman başlıyorsun hissiyatları bulandırmaya. hayatın netlik ayarını bozuyorsun. sanıyorsun ki, daha iyi olacak böyle. olmuyor oysa. güçten düşüyorsun. kendinden uzağa doğru epey yol aldığın için... nasıl diyeyim? sanki öksüz kalıyorsun. sanki ilk eyvallahından itibaren kendini yetim bırakıyorsun. sen kardeşim işte o yüzden sabahları böyle tatsız kalkıyorsun. ne rakı tat veriyor eskisi gibi, ne eskisi gibi şöyle etraflıca ağlıyorsun

bu sisteme neden karşıyım ben? marx yüzünden mi? benjamin'i, adorno'yu okuduk diye mi? hayır işte. hissiyatımı bozuyor çünkü vaziyet. içimi bulandırıyor sistem, hayatın netliğini bozuyor.
ilk bir şey vardı. temiz bir şey. paşa çayına batırılan bisküvinin verdiği mutluluk gibi bir şey. alçakgönüllü, eski, küçük, temiz bir şey. bu sistem benim o küçük, eski, küçük kalbimi bozuyor. şunu alınca daha iyi hissedeceğimi sandırıyor bana, şöyle ünlü olursam daha "mühim" olacağımı sokakta bana saldıran manyak ve entelektüel kadınlara cevap verip lafı gediğine koyarsam "kazanacağımı", yüksek muhitlerde bulunursam daha önemli olacağımı zannettiriyor bana. zannettikçe ihanet ediyor insan kendine çaya batırılmış bisküviden uzaklaşıyor beni. gülmekten, ağlamaktan, melek gibi sevinmekten uzaklaşıyorsun ve bunların bütün temiz hallerinden.
ezilene yardım etme fikrinden, sadece iyi insanları önemseme halinden, güçsüzün yanında olma isteğinden, insanın "metalaştırılamayacağı" gerçeğinden, velhasıl insan olmaktan uzaklaştırıyor seni, uzaklaştırmaya çalışıyor.
iyi büyümek lazım yani. iyi büyümek. başlangıçta kimsesizler yurdundan gelen çocuklarla, kapıcı çocuklarıyla aynı sırada oturmak için direttiysen sınıfta yine aynı sırada oturman lazım. ön sıralarda oturan "ineklere" nasıl gıcıktıysan küçükken, şimdi de domuzlara o kadar uzakta oturman lazım.
sevgili kardeşim, senin bugünden itibaren, tıpkı eski güzel günlerdeki gibi, eyvallahsız olman lazım. sırf temiz hissiyat için yani. eyvallah mı?

ece

1 Mart 2022 Salı

heart

 


kanatları varmıs kalbin,

sevince ucar

sevilmeyince gocermis..


cahit zarifoglu

_____________


tek basına duruyordu, bası one egikti, bir kose basında yere cokmustu, gozleri donuk donuktu..

"meraba, dunyadan iki kisi nefret edelim mi?"

guldu.. ara sıra anlamlı anlamsız guler.. o zaman istisnasız her seferinde dunyam aydınlanır..

"bendeki dunya nefreti senin dunyanı da iyice karartır.." dedi, sesi birden ciddilesti.

onu tam da o noktada kaybetmeye cok yakın oldugumun farkındaydım. incelikli davranmaya calısarak yeniledim:

"dunyadan iki kisi nefret etmemizin serefine iki kadeh sarap icelim mi?"

"olur.."

bakkaldan bir kosu bir sise sarap alıp geldim, iki de plastik bardak..

sarabını icerken ayva kıvamında gulumsuyordu..

"ya yere bakarsın ya da goge.. yanında gokyuzune bakasım geliyor.." dedi sırıta sırıta..

"ne mutlu bana.." dedim neseyle..

dunyayı sevmek icin artık iki kisiydik..

melankoli mi?

o ellerimden tutunca kalabalık oldum, dagıldı gitti.


**

kaldırımda oturmus aglıyordum.

yanıma geldı.

-topun patladı dıye mı aglıyorsun?

konusmaya basladık.

yan mahallede oturuyormus. benle aynı ılkokula gıdıyormus ama o oglencıymıs, ben sabahcıyım, o yuzden karsılasmamısız. cok arkadasın var mı dıye sordu. hıc arkadasım olmadıgını soyledım. ben senın arkadasın olurum dedı, hem ben cok sadık bır arkadas olurum, hıc kalbını kırmam, bı kere bılem.. bunusoylerken gururla dıklestı.

sonra hemen gelıyorum dedı, ortadan kayboldu.

bıze karamellı ıkı tane kornet dondurma almıs.

orda gulumsemeye basladım. bı seylerın bıtıp... bı seylerın basladıgı yerde..

:)

-benı cok sev.

-ok. olmus bıl :) 

__________________


kanatları varmıs kalbin,

sevince ucar

sevilmeyince gocermis..


cahit zarifoglu

11 Şubat 2022 Cuma

Kadıkoy kızı vs Bebek kızı


 bebek kızı vs kadıkoy kızı:

bebek kızı kadıköy kızını asagılar.
cadde kızı bebek kızına haddini bildirir:)
boylece kendi aramızda bir duzen intizam kurarız arkadaslar.
saka bir yana yapmayın boyle seyler.
kac yasına geldik.
artık boyle kategorileri asmamız gerekmiyor mu?
ben cadde kızıydım. yaklasık 18 yasına kadar erenkoy de yasadım. sonra annemle babam bosandı. annem isine yakın olsun diye hakalıya tasındı. benim yas 18. ben annemin yanına tasındım. o ilk birkac sene halkalı da oturuyorum diye soylemeye bildigin utanıyordum. bu olaydan yaklasık 10-15 sene sonra bundan utanc duymam o kadar cocukca geliyor ki:)
basımızı sokacak bir tavanımız varsa, o tavanın altında kendi dunyamızı kurmussak, kimseye muhtac degilsek bizden mutlusu yok:)
nerde oturdugundan ziyade o beyinde, o kalpte, o ruhta neler tasıdıgın daha onemli degil mi arkadaslar?
mesela ben su sıra ikitelli organize sanayi de calısıyorum ustaların icinde.
bebek kızı, cadde kızı, kadıkoy kızı halt etmis:)
sanayinin gulu olunca kendimi buldum, evimi buldum. ihih.
ustalar filan bi kibar cocuklar:) yemekhaneye gittigimde bana yer vermek icin kapısıyorlar, masama izin isteyip oturuyorlar.
valla su saygıyı ben kadıkoy erkeginde de bebek erkeginden de cadde erkeginden de gormedim.
once insan olun insan.
-usta bugunku aklımızla bi cay icelim mi?:)
ihih.

11 Ocak 2022 Salı

indian philosopy: all is as it should be.


 hint felsefesine dair bir ogretidir: her sey tam da olması gerektigi gibidir..


ben cok seviyorum. su an tam da olması gerektigi yerdeyim. her sey tam da olması gerektigi gibi.
gecmisi temize cekip huzura erdirir. bugunde yerini begendirir.

tabi ki cok yoldan gectik. cok insandan gectik. cok kitaptan-filmden-sarkıdan gectik.
ama iste izin istemek sacma. ataturk der ki bir hedefle yola cıkanlar asla yorulmaz. hayatta yorulma luksun yok. nefes aldıgın surece hayatın her alnında gencim, guzelim, uzelim, alemi ezerim kafasında olmak lazım:)
yasıyoruz. sukur.
cınar altındayım. gunes vuruyor. kendi uyukluyor. ben siir yazıyorum. demis ya sair:)

ya saymaya baslasam gecmise ve bugune dair o kadar cok planlandıgı ya da istendigi gibi gitmemis sey var ki. ama iste her sey olması gerektigi gibi olur deyince birden huşu kaplıyor icimi.
iyiyiz sukur. hayattayız. yasıyoruz iste. kafaya bi sey takmayınca keyif de gıcır oluyor. yoksa hepimizin problemleri var. bazen boyumuzu da asıyor bu problemler. ama hayatta dogru mucadele etmek icin her seyden evvel morali yuksek tutmak gerekiyor ki.

her sey tam da olması gerektigi gibi..

:)